Ya bir dostum bile olmasaydı....
Günlerdir hatta haftalardır elimi eteğimi çekmiştim herşeyden... Ama bunun yanında depresif hallerin içindeydim. Herşeyi kafama takıyorum, uyku uyuyamıyorum, en ufacık bir şeye canım sıkılıyor. Hiç ağlamayan -en azından orta yerde- ben hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Açılırım gibi geliyor.
Bahara bağlıyordum uzun süredir de.. Bahane mi yok.. Bahane çok da, bu bahar eskiden gelmiyor muydu anacım, neden çarpmıyordu o zamanlar beni. Bi de Yasemin’ i tabe :))) Onunla da konuşuyoruz, durum aynı. Dengem kaçtı diyor. Diyorum acaba otuz yaş üstü krizi gibi bişi mi var da biz bu krizin başrol oyuncusuyuz.
Tüm bahaneleri bir kenara bırakırsak, içinde bulunduğum durum, tüm bu kriz ve bahanelerin üzerine ilave olan, birkaç büyütülmüş küçük sorundan başka bir şey değildi elbette. İnsan hiç, “Allah’ ım beni değiştir” diye dua eder mi? Ediyordum işte, hani üzerimdeki kimlikten hoşnut değilim de, yeni bir ısmarlama yapıyorum gibi. Töbe töbeeee..
Herşeyden ama herşeyden önce bu zor günlerimde ve aslında her zaman yanımda olduklarını bildiğim iki DOSTUMA teşekkür borçluyum. Birisi Yasemin; birkaç yakın dostumdan biri, canım benim ve Serkant;
kardeşim, kankam, canım, herşeyim.Bu seferki depresyonumu onlar çekip çıkardılar ruhumun en dip köşesinden. Gerçi dostlarımın kıymetini her zaman bildim ve her zaman ben de onlarlayım ama... Böyle zamanlarda nasıl büyük hazine olduklarını bir kez daha anlıyor insan. İnsanın ağlayacam gel diyebileceği ya da gecenin 11 inde ben geldim deyip, kafanı şişirecem derdimle diye kapısına dayanabileceği ve sorgusuz kabul edilebileceği dostlarının olmasının dünyada hiçbir şeye değişilemeyecek hazinesi olduğunu yeniden anlamak bile mutluluğun bir büyük bölümü...
İyi ki varsınız....



1 Comments:
Saol canım benim yaf:) sayende sanal alememi aktık yanii :)))) :PP
Yorum Gönder
<< Home